konya kadınhanı sarıkaya köyü
  SARIKAYANIN TARİHÇESİ
 

SARIKAYA KÖYÜ TARİHÇESİ 

Sarıkaya Köyü nün kuruluşu ile ilgili tam bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak tarihi kaynaklara baktığımız zaman Osmanlı Devletinin Duraklama Dönemlerinde yani 1800 lü yıllarda sürekli isyanların çıkması, Rus Savaşları ve daha birçok sebepten dolayı halkın iç bölgelere, batıya doğru göç etmesi sonucunda Çoğunlukla Malatya-Adıyaman tarafından gelenlerin yerleşmiş olduğu bir bölgedir. Daha sonra doğudan başka göçlerde almıştır. İlk olarak “GOVASTİ” adını almışlardır. Göçler kağnılarla yapılmış ve şu anki yerleşim yerine gelindiğinde artık kağnıları çeken öküzler yürüyemez hale gelmişlerdir. Öküz yoruldu manasına gelen govasti ismi buradan gelmektedir. Bu nedenle son durak burası olmuştur.  Daha sonra bazıları buradan başka yerleşim alanlarına göç etmişlerdir. Bahsettiğimiz diğer yerleşim alanları Sarıkaya ya çokta uzak olmayan yerlerdir. Mevcut civar köyler. Yani Çayırbaşı, Sülüklü, Ve Yunak ilçesine bağlı bazı köyler. Köyün birçok yaylası bulunmaktadır. En yakın Yaylası Alibey yaylasıdır. Bu yaylalar, Sarıkayaya yerleşenlerin kurdukları yerleşim alanlarıdır. Diğer yaylalar LOLIKLAR (Baranlar) Yaylası, Karagözler yaylası en belirgin olanlarıdır. Bunun yanında birçok küçük yayla vardır.

 

Köyün ilk kuruluşunda akrabalar toplu olarak yerleşmişlerdir. SIMİKİLAR , TURIKİLAR, MAMALİLAR, QOLALAR gibi isimlerle anılırlar. Daha sonradan nüfusun artmasıyla köy iyice birbirine karışmıştır.

 

COĞRAFİK DURUMU

Köy düz bir alana sahiptir. Arazisi çoktur ancak verimsizdir. Günümüz koşullarında tek verimli bölgesi Sarıkaya ve Örnekköy arasındaki küçük bir alandır. Karasal iklim hüküm sürmektedir. Yazları sıcak ve kuraktır. Kışlarıda maalesef son yıllarda Kurak geçmektedir. Yeterli suya sahip değildir. Herhangi bir göl veya akarsuyu yoktur. İçme suyu dahi son bir seneye kadar çok derinlerden çıkarılan su ile karşılanıyordu. Çiftekuyu denilen bölgedeki kaynak suyu çeşme olarak köye getirilmiş ancak köyün her tarafına ulaştırılamamıştır. Yaklaşık bir sene 1 sene önce yeni su kuyuları açılmış ve bütün evlere şebeke suyu verilmeye başlanmıştır.

İçler acısı bir durum olduğunu söyleyebilirim. Yaklaşık 200-250 yaşında bir köy daha yeni suya kavuşmuştur. Köyün gözle görülür bir yeşil alanı yoktur. Ağaç bulmak çok zordur. Sadece köyün ilk yerleşim yeri olan ve sulak bir alan olan HARIM  bölgesinde biraz yeşil ve ağaç görülebilir ki son zamanlarda onlarda kurumuştur.  
LÜTFEN HERKES EN AZ 10 AĞAÇ DİKSİN.

 

SOSYAL VE EKONOMİK YAŞAM

Halkın geneli çiftçilikle geçimini sağlamakta iken son yıllarda bu durum değişmiştir. Yaklaşık 10-15 sene öncesine kadar ciddi bir  gelir dağılımı farkı görülmekteydi. Ancak yeni neslin başka alanlarda çalışmaya başlaması, Büyükşehirlere göç ve Avrupa yolculuğu bu gelir dağılım farkını kapatmıştır. Köyün nüfusu sadece yaz aylarında harman zamanı artmaktadır. Diğer zamanlarda ıssız bir köydür.

Bir zamanlar asi ve kavgacı olarak hatta TEKSAS diye de lakaplandırılan köy halkı yeni yetişen neslimiz sayesinde bu imajı silmiştir. Ancak unutmamak gerekir ki; mertliği ve misafirperverliği ile kuruluşundan beri hep aynı kalmıştır.  

 

 

Toprak zenginliği nedeni ile aileler çocuklarını okutmamışlardır. İlkokuldan sonra eğitim öğretime devam eden kişi sayısı çok azdır. Ancak toprakların verimsizleşmesi ve nüfusun çoğalması ile toprakların yetersiz gelmesi sonucu Kamyonculuk ve şoförlük çoğalmıştır. Kamyon ve şoförlük imkanı bulamayanlar gazino ve restaurantlarda garsonluk işine girmişlerdir. Ancak son 10 yıldır ilköğretimden sonrada okuyan gencimiz çoğalmıştır. Ve güzel mevkilere gelmişlerdir. Yurtdışında çalışan köylülerimiz işçi olarak kalmamış kendilerine ait işyerleri kurmuşlardır. Bazıları yatırımlarını Türkiye ye yapmışlardır.  

Sarıkaya, sanatçısı çok olan bir köydür. Sitemizin çeşitli sayfalarında yer verdiğimiz sanatçılarımız köyümüzü medyada en iyi şekilde temsil etmektedirler. Genç bir nüfusa sahip olan Sarıkaya Köyü gelecek için umut vadeden bir köydür.

Yeniden bir kaynaşma ve hatta gençlerimiz için bir tanışma amaçlı  SARIKAYA FESTİVALİ  için çaba gösteriyoruz. Umarım kimse duyarsız kalmayacaktır.

 
SARIKAYA TARİHİ İLE İLGİLİ BİR YAZI (Gönderen: Mehmet AKBAŞ)

SARIKAYA TARİHİ VE ALİBEY YAYLASI


Sarıkaya’nın tarihini anlamak için olaya tâ Kürtlerin İslam ile tanışmasından başlamak lazım.
İslam orduları bugünkü Irak topraklarını alınca Kürtlerle Müslümanlar karşılaştı. Kısmi çatışmalar oldu. O andaki ordu komutanı peygamberimizi rüyasında görür. Ve Kürtlerle çatışmayı keser. Çatışmaların kesilmesi sebebiyle Kürtler kendiliğinden Müslüman olur. Bu konuda söylenen çeşitli iftiraların hepsi yalandır. Evet kendiliğinden Müslüman olan iki topluluk vardır: Türkler ve Kürtler.
O zaman Anadolu’da Hrıstiyanlar, Rumlar; İran’da ateşe tapan pers imparatorluğu vardı. Kürtler bu arada sıkışmıştı. İki devlet de çatışma halindeydiler. İslam’la tanışınca kendiliğinden Müslüman oldular.
Emeviler devrinde Anadolu’ya yapılan seferlerde Kürt beyleri de bulundu. Selahaddin Eyyûbi kürttü, bugün Mısır’da bulunan Kürt kimlikli gruplar Selahaddin Eyyübi tarafından götürülmüştü.
Selçuklu hükümdarı Alparslan Malazgirt savaşında Kürtlerle beraber savaşmıştı. Bu konu Alparslan’ın Malazgirt Savaşı öncesinde yaptığı konuşmadan rahatça anlaşılır. Moğol istilalarında, haçlı seferlerinde, kıtlıklarda, yangınlarda Müslüman ve gayri Müslimlerin Anadolu’da kader birliği vardır.
Yıldırım Bâyezit Timur’a karşı kürt beyleriyle beraber hareket etmiştir. Timur ordularının yaptıkları yöre halkında derin tesir bırakır. Asırlarca dilden dile anlatılır. Fatih’in Akkoyunlarla olan savaşını yine yöre halkı unutmamıştır. Yavuz Sultan Selim doğu seferini gerçekleştirdiğinde yörelerde iki olay halkı derinden sarsmıştı; Timur’un yaptıkları ve iran şahının seferleri. Öyleki İran şahıyla yapılan savaşlar herkesi canından bezdirmişti. Yavuz doğuya sefer yaptığında;
1- Yöre halkı zaten Türkleri tanıyordu.
2- İran halkı bezdirmişti.
3- Osmanlı orduları kendileri gibi sunî idi…
Anlatılan sebeplerden dolayı Yavuzla Kürt beyi MİRZA CANBEYİ anlaştılar. Ve şaha karşı birleştiler. Şahla yapılan savaş neticesi yayınlanan fermanla Anadolu kapıları tamamen yöreye açıldı. Cihanbeyli ya da Canbagi ismi buradan geliyor. Orta Anadoluya göç eden aşiretlerin hepsi Canbagi’dir. Çünkü Osmanlı yönetiminde beylik sistemi sebebiyle herkes istediği yere ferman olmadan giremiyordu. Yunak, Polatlı, Haymana, Cihanbeyli ,Emirdağ’ın ve eskişehir’in doğu kısımlarının köyleri ve Çorum’daki Kürtler bu tarihten sonradır. Kulu Ankara Bala bu katagoridedir. İki grub mıntıkada etkilidir; GA VASTİ, CANBAGİ. Raşüler (Rışvan) ayrı bir etnik grubdur.
450 yıl (yaklaşık) evvel iki kardeş ağalık konusunda fikir alışverişi şeklinde tartıştılar. Bir ağa Adıyaman’ın Gerger ilçesinin Nakışlı köyünde kalır. Diğer ağa adamlarıyla göçebe göçebe Ilgın’ın Misafirli köyüne kadar gelir. Civar sineklerle doludur. Rahatsız olurlar. Ağanın çobanları Sarıkaya köyü yerleşim yerine gelirler. Boş olduğunu görürler. Ağalarına haber verirler. Ağa gelince ne görsün; hayalinde aradığı yer. Misafirliden buraya göçerler. Yayla olarak bugünkü Karabıyık yerini seçerler. Şu andaki Alibey Beşışıklı’nın yaylasıdır. Beşışıklı ve Hatırlı bizim köyden önce kurulmuştu. Aralarında çıkan tartışmalar sonucu Karabıyık Beşışıklıların olur. Alibey yaylası da Sarıkayalıların olur.
İlk kuruluş 7 veya 8 hanedir. Köyün adı henüz yoktur. Başka bir göçebe kervanı da gelir, yerleşir. Sarıkaya kırmızı kayaların tepesine yerleşir. Ev sahibi zengindir ve 12 tane oğlu vardır. Tek tek hepsi ölür. Adam göçünü kervanını toplayıp gider. Sonradan duyulan ise; malını mülkünü çobanları talan ederler. Kervan giderken evin hanımı çocukları için ağıt yakar:
Sarıkaya Sarıkaya
Le dıçera ba’lı mayo
Çıngı rınd bu çıngı güzel
Alak Savrane davdı mayo
(ba; deve yavrusu, Mayo: yük taşıyan deve)
İşte Sarıkaya ismi buradan kalmıştır. Köye ilk yerleşen sımıkân sülalesidir. Sım ve mam iki kardeştir. Sım; Süleyman, Mam; Mehmet demektir. Drejan aşiretinin bir koludur. Asılları Adıyamanlıdır. Antepte ve bizim köyde bulunmaktadırlar. Bozkayalar, Demiroklar, Göçerler, Çiftçiler, Öztürkler, Belekler, Avcı, Arslan, Yılmaz, İnce ve Büyükince soy isimleri hep sımıkândır.
Osmanlının son dönemlerinde devlet yönetimi zayıflar. Karışıklıklar olur. Terkanlı aşireti isyan eder. Canbagi aşireti Osmanlı’dan yanadır. Haymana civarında savaş olur. Terkanlılar yenilir. Ama Canbagi lideri Uzunbeg şehit olur. Mezarı vurulduğu yere yapılmıştır. Terkanlılar aile aile civara dağıtılırlar. Birazı bizim köye verilmiştir. Sadogiller(avçiller, gökçiller) Kasılak, Güven, sülalesi, Mahtoli, Mamaliler( demir,baysal, Sarıkaya, Ülker, güler ceran ergin) soyisimleri bu grubtandır. Yapıları itibariyle sinrli sert, ve aksi kişilikleri vardır. Aynı zamanda misafirperver ve güreşçidirler. Polatlı Kokarda akrabaları vardır. Polatlıya da Erzincan civarından gelmişlerdir.
Çok tartışılan konulardan birisi Akarlar ve Yazıcıoğulları (mali Haceli) nerden geldi. Dedeleri Alıng Kulu’nun Beşkardaş köyünden gelmiştir. Baranların aslı malatya’dır. Tek basan sülalesidir. Açık gözler Boztaşlar, Kırşehir tarafındandır. Akrabalarıyla görüşüyorlar.
Karakuşlar, Karataşlar, Karakoçlar aslı Haymana’nın Çayılı köyündendir. Oraya Kars’ın (şimdi Ardahan’a bağlı) Göle ilçesinden gelmiştir.
Av geldi, Dal geldi Mandi niye geldi herkes bilir. Üçü kardeştir. Elazığ’ın Harput ilçesinden gelmişlerdir. Şimşekler, Dal, Demirel, Işık, Taş, Korucu soyisimleri hep amaca çocuklarıdır. Yine Elazığ’ın Palu ilçesinden Tur Hasan köyümüze katılır. Memleket ziyareti için baba köyüne giderken köyün yakınında vefat etmiştir. Soy isimleri Yıldız’dır.
Çayırbaşı’ndan köyümüze bazı aileler katılır. Deveci, Ayrancı, Çiçek, Aytar, Sağar ve Ertürk sülaleleridir. Koçi ve Varaki denir. Eskişehir’den gelen Hamık’ın aslı çerkezdir. Soy isimleri Doğandır. Akrabalarıyla görüşüyorlar. Erkek evladı olmayan kıçıkırık Hasan da çerkezdi.
Tartışılan diğer konu kölelerdir. Göçer’lerin dedesi Issig askere gider. Bir isyanı bastırtmada görev alır. Askerliğini bitirir. Köye dönünce komşular etrafına toplanır. O da askerliğinin, çatışmalarını anlatır. Cemaatin içinde bulunan Süleyman Köle Issig’i sorguya çeker. Nerelere gittiniz, ne yaptınız diye. En son gittiğiniz yerde kiremit köye vardınız mı der. Issıg da evet der. Bir evi tarif eder. Issıg hatırlar. Etraflıca anlatır. O evde iki ihtiyar vardı; öldürdük. Süleyman köle bağırır, ağlar. Onlar annemle babamdı der. Asılları İstanbul civarı kiremit köyüdür. Tekin, Bozkurt, Yücel soy isimleridir.
Yıldırım, Mermerler, Gülhanlar aynı sülaledendir. Asılları Erzurumludur. Mahogiller diye bilinir.
Durmazlar Kandillidirler. Mallo babasıyla dövüşür, Sarıkaya’ya gelir. Aşiretlerinin ismi Savedi’dir.
Hacı Macur (Akın) Muş Bulanıklıdır. Macur Hüseyin Koçar Erzurumludur.
Mollagil (AKBAŞ, Erdal ve Dinsel) aslı Orduludur. Molla Şaban memleketinde kaybolur. Köyümüze gelir. Girit harbinde köylülerimiz kardeşini bulurlar. Böylece adresini öğrenir.
Osmanlı devleti padişahlarından II. Mahmudd düzenli ordu kurunca Sarıkayalılarda askere gider. Galiçya seferi, Sivastapol harbi, 93 harbi, Kafkas harpleri, Yemen, Filistin cephelerinde verilen şehitlerin sayısı bilinmemektedir.
Kurtuluş harbinde Sarıkaya sevkiyat noktasıdır. Tüm sevkiyatlar buradan geçmektedir. Polatlı ve Haymana’nın 13 köyü yedi yıl Sarıkayada İkamet eder.
Bekir Bozkaya ve Kaplan Kartal Ziyaret tepesinde manevi orduların geçişini görürler. Sarıkayalı bu dönemde aç kalır, aç bırakmaz… Uykusuz kalır, uykusuz bırakmaz… Hatta yunan keşif uçakları gelip gittiğinden sevkedilen askerler evlerde saklanılır. Her aileden en az birkaç şehit verilmiştir.
Molla Şaban’ın Sarıkaya’ya gelişinden evvel bir olay olur. Köyün erkeklerinin çoğu askerdir. Bir ihtiyar ölür. Mezarı, cenazeyi Kadınlar halleder. Bu bir gerçektir.
Yine kurtuluş savaşında köy ağası Bol Bekir önderliğinde Molla Şaban ve köylüler gece gündüz sevkiyata hizmet ederler.
Sırasıyla köyümüzün bağlı olduğu ilçeler şunlardır: Sivrihisar, Haymana, Akşehir, Çeltik, Cihanbeyli, Yunak ve Kadınhanı’dır.
Köyümüzdeki ziyaret yerleri geçmişteki insanların tecrübesiyle şunlardır; Kuran kursu yakınında bir kişi, köy camisi mezarlığında bir kişi, Hüseyin Yıldız’ın bahçesinde üç kişi, Ziyaret tepesinde İki kişi, Kepir ak yokuş üstünde iki kişi, karanlık kuyuda bir kişi, alibey mezarlığında bir kişi, Cafer Işık’ın bahçesinde bir kişi, dağ şehitliğinde bir kişi… Hüseyin Yıldız’ın bahçesindeki mezarlığı üç kişi kazmaya gider. Mebarek ayağa kalkar ve “ne istiyorsunuz” der. Mahalledeki çocuklar ve kadınlar bazen rastlarlar. Hastalara iyi gelir ve Allahû a’lem adı Osman veya Üsame’dir.
Köy pehlivanlarından bahsetmeden geçmeyeceğim. Hındıl oğlu hacı ve Tevfik, Hınno, Efe Öztürk, Çerkez Ceran, Yusuf Güler, İbrahim Gökçil, Cemal Karakuş, Mustafa Ayrancı, İbrahim Baysal. İyi kamçı oynayan; Ömer Akbaş, Kadir Yıldırım.
DAHA NİCELERİ, DAHA NİCELERİ…
SELAM VE DUA İLE

SARIKAYA İÇİN YAZILAN BİR ŞİİR

Gelin köyümüzün toprağına taşına
Kurban olurum yemeğine aşına
Kulak verin anaların göz yaşına
İlle Sarıkaya İlle Sarıkaya

Yollarımız uzar eğri büğrü
Tepelerimiz bakar köye doğru
Belli olmaz gençlerin sağı solu
İlle Sarıkaya İlle Sarıkaya

Akar aşağıda Sarıkaya deresi
Ziyaretle bitmez insanın hevesi
Sorarsan memleketin neresi
İlle Sarıkaya İlle Sarıkaya


Davullar çalar halay çekilir
Kavgada tabanca tüfek çekilir
Güzün harman için buğday ekilir
İlle Sarıkaya İlle Sarıkaya

Analarımız yufka yürekli ağlar
Babalarımız sopalı saf bağlar
Geçse de ömürler ve de çağlar
İlle Sarıkaya İlle Sarıkaya

Yazın tozlanır kışın karlanır
Köyümüz kavgada sevinir şahlanır
Kanunları bilir hemen aklanır
İlle Sarıkaya İlle Sarıkaya

Giryani der bitiriyorum sözümü
Asla kaybetmedim ben özümü
Kapatsam son nefeste gözümü
İlle Sarıkaya İlle Sarıkaya



Mehmet AKBAŞ



 
  Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı! HER HAKKI SAKLIDIR  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol